25 Temmuz 2011 Pazartesi

Bir Cappuccino lütfen '_^

   Geçenlerde nette gezerken bi de ne göreyim bizim asi çocuğumuz So Ji Sub geçtiğimiz 22 Temmuzda kahve dükkanı açmış.Şirketin resmi ana sitesinden etkinlik düzenleyerek katılımcılara çeşitli süpriz hediyeler dağıtmış, kupalar , T-shirtler , önlükler falan ..Çok düşünceli reklamı nasıl yapacağını iyi biliyor.:DD Yakışıklı aktör kesenin ağzını biraz açmışken biraz daha açayım diyerekten kendisine ait bir fikir ile günün belli bir saatinde artık kime denk gelirse bedava olcakmış kahvesi :)) Güzel fikir
     Onlardan bir taneside bana denk gelseydi keşke. Ama birgün oraya gidip onu belki görebilirim umuduyla kahve içeceğim.Belli mi olur belki onu görürüm. ^_^



21 Temmuz 2011 Perşembe

Gelde Gülme XD

           Kore 'de her yeni diziden sonra parody ' leri bekler herkes tabi bende :)))  İçlerinde en çok sevdiğim benim favorim olan dünyanın her yerinde fanları bulunan BigBang 'in Secret Garden için yaptığı parody 'e bayılıyorum :))
   Bunları diziyi izledikten sonra izledim ve koptuğum andı gülmekten gözlerimden yaş geldi artık :)) Burda da sizinle paylaşmak istedim eminim BigBang severler bunu biliyordur ..^_^
 İşte Secret BigBang ;
Ben burda kimin kim olduğunu görünce gülme krizine girdim daha başta :DD Aralarında oyunculuğu en güzel T.O.P yaptığı  için başrol onun  :))
Kim Joo-Won  => T.O.P 
Gil Ra İm => G-Dragon
Oska => Seung Ri
Im Jong-Soo => Taeyang
 Kim Sung-Oh / Moon Boon-Hong  => Daesung 


Burda G-Dragon 'un kılık değiştirmeleri yok mu bitirdi beni :)) Bir erkek bu kadar güzel kadın olabilir hatta bir an Gil Ra İm 'den bile daha güzeldi diyebilirim :))


Aşağıdaki videoda şınav çektikleri yerde G-Dragon 'un dudak oyunlarına dikkat edin :))


Ve işte değişim zamanı :)


Komik videolar birer birer geliyor bu aşağıdaki videoda da Daesung ( Hyun bin 'in annesi ) rolünde komedi olmuş ya :)) hele o yüz spreyi kullanması yokmu :))


T.O.P.'un G-Dragonu kaldırma çabaları :) T.O.P  G-Dragonu bir türlü kaldıramayınca G-Dragon'un T.O.P 'un sırtına çıkması ve sonunda yaptığı saç havalandırma dansı tam bir komedi :))


Ben bunları izledim ve çok güldüm sizinlede paylaşmak istedim :)) Umarım bunları izlerken hoş vakit geçirirsiniz :)) Ben izledim sempatim bir kat daha arttı.Daha bir çok parodyleri var grubun onları da vakit buldukça yüklemeye çalışacağım.
Şimdilik ben kaçar ... Hoşçakalın...






18 Temmuz 2011 Pazartesi

Bakın bana kim gelmiş :D

      Herkese merhabalar ,
Uzun zaman oldu siteye bakmayalı ama bugün bir baktım ki mim gelmiş:)) Biricik çingum Secret 'tan.
  En Acıklı 5 Nostaljik Türk Filmleri adlı bir mim...Aslında çok acıklı olan pek bilmiyorum daha sı çok nostaljiklerden bilmiyorum :) Bana göre en acıklı  >> Babam ve oğlum << filmi.


 Bence herşeyiyle güzel ve başarılı bir Türk sineması , gözyaşınızın dayanamadığı bir film. 
Hele küçük oyuncumuz rolünü layıkıyla yerine getirmesi bir + puan bence.

2. favori filmim ise >> Nefes <<
 Türkiye'yi her daim yasa boğan şehitlerimizi ve askerlerimizi anlatan, izlerken ise ana yüreğinin kaldıramadığı bir film. Filmde ise >> Öyle bir geçer zaman ki << dizisinden  benim oyunculuğunu ve kendisini beğendiğim (Soner) Mete Horozoğlu' da komutan karakteriyle karşımıza çıkıyor.

3. filmim ise >> Vavien <<
Engin günaydın ve Binnur Kaya' nın rollerini paylaştığı kadına şiddeti ve kurtulma çabalarını anlatan bir Türk filmi.


4. filmim ise herkesin bildiği >> Selvi boylum al yazmalım <<
Zamanın jönlerinden Kadir İnanır ve  yelpaze kirpikli  :D Türkan Şoray'ın birlikte oynadığı güzel tadı damakta bir film.


Bir tane de komedi filmim var >> Köyden indim şehire <<

Saffet , Himmet , Hayret ve Gayret :)) dörtlüsü . Film tam komedi ne kadar tekrarlarını seyredersem seyredeyim bıkmadığım ve her sahnesine halen güldüğüm bence en komedi türk sineması diyebilirim.
Ben filmde en çok Himmet ( Zeki Alasya) 'nın altın sayarken durmadan karıştırmasına bayılıyorum :)) Ve  bide Gayret ( Halit Akçatepe) 'nin durmadan '' Himmet abey bana karı bulacan mı? '' demesi beni öldürüyor ya gülmekten. Hele Halit Akçatepe ' yi ne zaman seyretsem aklıma hep onun Hababam Sınıfın' daki ismi geliyor gülüyorum ben onun ismini hep Düdük Necmi sanırdım ama Güdük Necmi 'ymiş :DD hahaha

Neyse daha fazla açılmayayım ben en iyisi bu güzel mim için birkez daha komavo çingum '' Secret ''diyorum
 :* Bir sonraki mimi sabırsızlıkla bekliyorum '_' 
Hoşçakalın çingular  ^_^






11 Temmuz 2011 Pazartesi

Hoii Hooiiii kızlar :D

     Kızlar kızlar kızlar..:DD Bir kızın olmazsa olmazı dostlukları, kankaları :))
Herkesin hemen hemen küçükkken bir grup kız dostlarınız olmuştur hatta sizin dostluğunuza bile imrenenler olmuştur.İşte benimde böyle bir grubum vardı.Okulda görüşmemiz yetmezmiş gibi evde de telefonlaşırdık.Tabi annemler  hemen '' bütün gün zaten birliktesiniz hala konuşcak ne buluyosunuz merak ediyorum '' derdi .Aklıma geldikçe hala gülüyorum hahaha:DD
        Ama üniversiteden sonra pek görüşemez olduk :( Konumlarımız ne kadar yakın olsa da görüşmek biraz zor oldu.Ama hala hepsini özlüyorum. Hepimizin hayalleri küçükken farklıydı, hepimizin hayallerinde birbirlerimiz vardı :DD
       Hele birbirimizde kaldığımız geceler ne planlar yaparız '' konuşcaz, etcez, cips yicez,film seyretcez tamm mı?'' diyoruz ama saat 12'yi geçince herkes kendinden geçmiş, şaftlar kaymış, şelleklek bir yandan akmaya başlamış,onun kolu onun üstünde,yok ayakları üstünde ,birbirmize yılan gibi dolanmışız,kimimiz yastığı almış kollarının arası uykuya yenik düşüyoruz :DD ama başka zaman olsa gözlerimize uyku girmez eminim :DD


   
O günleri özlüyorum.. Bugün biraz debreştim eskilere :DD 5 dk'ya düzelirim :))) 
    Sizinde böyle var mıydı?  Hala aynı mısınızdır? Varsa ki şanslısınızdır kaybetmemeye özen gösterin ^_^
  
Neyse hadi ben kaçar :D

6 Temmuz 2011 Çarşamba

Hey Listennnn....:)

       Ben müziksiz yapamıyorum.....dermişim :PP bal gibi de yaparım tabi bir yere kadar :D Eminim hepimiz bazen aynı şarkıları durmadan dinleriz, sanki başka şarkı yokmuş gibi :) Hele ben pc başında hele birde başka bir işle uğraşıyorsam o müziği birileri bana değiştir demese değiştirmiyorum XD XD
    Benim müzikte pek bir tarzım yoktur :) Kulağıma hangisi hoş gelirse onu dinlerim.. Bu rock da olabilir , klasikte olabilir , bla,bla,bla....Nedenini bilmiyorum yaklaşık 1, 2 senedir kpop'a yöneldim :DD
      Siz de farkettiniz mi Kore 'de gruplar çok kalabalıklar öle 3-4 kişide değiller, ordu gibiler nerdeyse bir sınıf gibi :)).Kore 'de yeni bi dizi çıktığında herkes onun müptelası oluyor ( sanki ben olmuyormuşum gibi konuştum :D) .Sonra her dizinin ostlerini oyuncular yorumluyor.Ya abi bunların hepsinin mi sesi güzel anlamadım ki:DD Hiç biri bir dizide başka bir dizinin veya belli bir sanatçının şarkısını çalmıyorlar...:S çok ilginç geliyor bana. Ve yine sonra :D her dizinin bir maskotu ya da şöyle tabir ediyim sponsor ürünleri ; bardakları,oyuncakları,çorapları ( mesela OSKA çorabı:P) gibi..
Dizilerde hep gıcık , illa da saçını yoldurcak cinsten kızlar oynatmaları, herşey böle tam çok güzel sonuçlanırken bir salak yüzünden bozulmaları hasta ediyor beni .:@ O zaman pc falan fırlatasım geliyor.:))
     Şu favorim bu favorim diyemicem ama işte bir kaçı ;
   Kore' de en çok sevdiğim erkek grup BİGBANG :))  Ben en çok T.O.P ve G-Dragon 'u seviyorum :D



                               
                                      Bu üçü en çok sevdiğim şarkıları :)
 



Bu cadılı klipleri çok ilgi çekici, benim çok hoşuma gidiyor her ne kadar şarkıyı pek sevmesemde :)) 
Ve buda yeni mini albüm şarkıları >>i'm the best << :)) Şarkı aslında dinledikçe hoş geliyor.Klipte pek de yakıştıramadığım  şiddet özentisi var ama  şarkının sonuna doğru piramitin önünde dans etmelerini çok seviyorum:DD





Hele bu klipte çok komikler :)) Kamera karşısındayız falan demiyorlar dağıtıyorlar walla:DD
Ve suju :)
Ordu gibiler ya hele bu klipte sanki üstüme üstüme geliyor :DD
Kim Hyun Joong ' un grubu SS501








 Bunları çok sık dinlerim , başka da aklıma şimdilik gelmiyor.:)) Bide dizi müziklerim var :DDOnları da daha sonra vaktim oldukça:)
Evettt benim beğendiklerim ve gözlemlerim bunlar :DD

 Neyse yine çok yazdım hadi ben kaçar..:*  ^_^ 


5 Temmuz 2011 Salı

Merak ve şaşkınlıklar :D

      Merhabalar milleettt  ^-^ ,
Bugünlerde can sıkıntısından araştırmalar yapıyorum ;) ve uzun zamandır merak ettiğim ve biraz da olsa bilgiler bulabildiğim bir konu paylaşacağım...Daha doğrusu bir kitap..Belki hepiniz okumuşsunuzdur ya da benim gibi okumamışsınızdır. ;) Biraz nette araştırdım ve şaşırdığım bir kaç şey buldum belki bilmeyeniniz vardır. ;)
   Bahsedeceğim bir kitap The Little Prince ( Küçük Prens)  , Fransız bir pilot olan Antoine De Saint-Exupéry tarafından New York'da bir otel odasında kaleme alınmış ve 1947 tarihinde yayınlanmıştır. Kitap hem çocuk hem de büyüklerin ilgisi çekecek cinsten :)) Prensin gezegenden gezegene yolculuğu çocuklara ama felsefi sözleri ile de büyükleri çağıran bir kitap.. Açıkcası okuyunca bazı yerleri sıkıcı geliyor kitabın ;D
   Neyse kitaptan söz edeyim ; kitap bir çocuğun gözünden anlatılıyor.Hikaye Sahra çölünde pilotun Küçük Prensimizle karşılaşmasıyla başlıyor ve kitabı bize  Küçük Prens anlatıyor..Benim ilgimi çeken ise Küçük Prensin yaşadığı asteroidi ise bir Türk astronom bulmuş olması ( Asteroid B612 ).Burada  ilk ilgi çeken mıknatısı buldum ya gözlerim  faltaşı gibi açıldı ve daha da merak uyandırdı bende :))
   Kitap hakkında araştırma yaptıkça acayip haberler de çıkıyor. Özellikle çevirme konularında.Çevirmenlerin zorlandığı paragraflar ;
>>J’avais ainsi appris une seconde chose très importante :C’est que sa planète d’origine était à peine plus grande qu’une maison!
Ça ne pouvait pas m’étonner beaucoup. Je savais bien qu’en dehors des grosses planètes comme la Terre, Jupiter, Mars, Venus , auxquelles on a donné des noms , il y en a des centaines d’autres qui sont quelquefois si petites qu’on a mal à les apercevoir au télescope .Quand un astronome découvre l’une d’elles , il lui donne pour nom un numéro. Il l’appelle par exemple: “l’astéroïde 325” .J’ai de sérieuses raisons de croire que la planète d’où venait le petit prince est l’astéroïde B 612.Cet astéroïde n’a été aperçu qu’une fois au télescope , en 1909 , par un astronome turc.
Il avait fait alors une grande démonstration de sa découverte à un Congres International d’Astronomie. Mais personne ne l’avait cru à cause de son costume .Les grandes personnes sont comme ça . Heureusement pour la réputation de l’ astéroïde B 612 un dictateur turc imposa à son peuple , sous peine de mort, de s’habiller à l’européenne .L’astronome refit sa démonstration en 1920, dans un habit tres élégant. Et cette fois-ci tout le monde fut de son avis (Exupery, 1987 s. 18, 19).<<
    Bunun için tam bir çeviri yapılmamış ama  anlam bakımından anlatılmaya çalışılmış.Paragrafta Küçük Prensimizin yaşadığı gezegeni Türk astronomun bulup,1909  yılında yapılan kongreye katılıyor ve kıyafetleri yüzünden ciddiye alınmıyor.Ve bir diktatörün herkesin Avrupalı gibi giyinmesini emretmiş,uymayanların ise ölüm cezasının olduğunu söylemiş ve astronom 1920 yılındaki kongreye Avrupalı gibi giyinip gitmiş ve herkes dinleyip kabul etmişler.Burada aslında astronomun bulduğu değil de kılık kıyafeti dikkat çekilmiş.Gerçi kitapla gerçek arasında farklar var burada diktatör kılık kıyafet devrimini 1920 li yıllardan sonra çıkarmıştır yani yazarın dediği tutmuyor ve bunun gibi birkaç böyle ayrıntı...

        Kitapta Atatürk'ten ve Türk halkının Atatürk'ün dediklerine uymayanları ölüm cezalarının beklediğini yazması çevirmenlerin atla karayı seçmesi gibi bir çıkmasa sokmuş.Güç bela derken çevrilmiş. .Kitabın yaklaşık en az 10 türkçe çevirisi var.Kısmı olarak hep aynı ama bazı yerler  '' - ben burdayım '' diyen cinstenler..:))
     Neyse daha fazla içeriği dağıtmadan toplayım bari :))
                                  Bu Küçük Prensimiz


Kitapta yazarın kendi el çizimleri bulunuyor . Bunlardan bazılarını paylaşayım hemencik ;P

 
       


Anlatmaya çalıştığı Türk astronom bu galiba. Gerçi pek tasvip etmediğim bir çizim ama paylaşayım yine de :(







Benim bir diğer ilgimi çeken 2. mıknatıs ise yazar Saint Exupéry , bundan 6 yıl sonra Le Petit Prince isimli uçağıyla uçuş yaparken Akdeniz semalarında kayboluyor ve bir daha haber alınamıyor.Fransa 'da çok sevilen  bir yazar olduğu için  anısına Fransızlar kendi 50 Franklı banknotlarına Küçük Prens ikonu basmışlar. 

ÖN YÜZ 

ARKA YÜZ

Bu arada şunu da dile getireyim :PP Bu kitap eleştirilere maruz kalabilir gerekçesiyle 2005 yılında 100 temel eserden çıkarılmış.Wayyy diyorum başka birşey demiyorum :DD 
Neyse bu kitabı merak etmiştim araştırdım biraz merakımı yendim :)) Siz siz olun fazla meraklanmayın heeeaaa:)) 
        Hadi Behlül kaçarrr    :*